"Bize hiçbir şey yapmadılar; bizi sadece tam bir boşluğun içine bıraktılar ve herkes bilir ki, dünyada boşluğa bırakılmışlık ve terkedilmişlik kadar insan ruhuna baskı yapan başka bir şey yoktur." Satranç, Stefan Zweig. Mekân veya yer, çeşitli görüşlere göre farklı ele alınmakla beraber genelde insanı çevreden belli ölçülerde ayıran, içerisinde eylemleri sürdürmesine elverişli boş bir alan oluşturan, sınırları gözlemciler tarafından algılanabilen ‘uzay parçası’ olarak da tanımlanabilir. Tüm dünyada etkili olan yeni Koronavirüs’ün (Covid-19) toplumsal bulaşma hızını yavaşlatmak amacıyla, diğer insanlar ve canlılar ile etkileşimde bulunduğumuz, bir çok eylem gerçekleştirebildiğimiz sosyal mekânlarda bulunmak hükümetler tarafından yasaklandı. Mekânlar ve yerler boş kaldı. Alışık olmadığımız bu zorunlu durum, insanı temel alan ‘mekân’ların insansız hale gelmesi, zihnimdeki sosyal mekân görüntüleriyle, alışageldiğim insanlık halleriyle zıtlık oluşturdu. Hareket yoktu etrafta, sanki zaman durmuştu... AVM’lerde bulunan mağazalardaki insan izdihamı yerini kapalı panjurlara bırakmıştı. Yürüyen merdivenler durmuştu. Yiyecek-içecek bölümünde sıraya dizilen boş tepsilerdi insanlar yerine... Sokağa çıkmanın yasak olduğu günler caddelerde sadece ‘izinli’ insanlar ve sokak hayvanları vardı. Araçlar ve cıvıl cıvıl insan sesleri yoktu. Alışveriş yapılan dükkânların esnafı kepenk kapatmıştı. Saat kulesinin çevresinde ise kuşlar özgürlüklerini ilan etmişlerdi... Bu seride, içerisinde yaşadığım mekânlardaki alışageldiğim kalabalıklar yerine sessizliğin egemenliğini, algıladığım zıtlıkları gösterebilmeyi amaçladım.

MEKÂN ZITLIĞI
Çorum, 2020

"Bize hiçbir şey yapmadılar; bizi sadece tam bir boşluğun içine bıraktılar ve herkes bilir ki, dünyada boşluğa bırakılmışlık ve terkedilmişlik kadar insan ruhuna baskı yapan başka bir şey yoktur." Satranç, Stefan Zweig. Mekân veya yer, çeşitli görüşlere göre farklı ele alınmakla beraber genelde insanı çevreden belli ölçülerde ayıran, içerisinde eylemleri sürdürmesine elverişli boş bir alan oluşturan, sınırları gözlemciler tarafından algılanabilen ‘uzay parçası’ olarak da tanımlanabilir. Tüm dünyada etkili olan yeni Koronavirüs’ün (Covid-19) toplumsal bulaşma hızını yavaşlatmak amacıyla, diğer insanlar ve canlılar ile etkileşimde bulunduğumuz, bir çok eylem gerçekleştirebildiğimiz sosyal mekânlarda bulunmak hükümetler tarafından yasaklandı. Mekânlar ve yerler boş kaldı. Alışık olmadığımız bu zorunlu durum, insanı temel alan ‘mekân’ların insansız hale gelmesi, zihnimdeki sosyal mekân görüntüleriyle, alışageldiğim insanlık halleriyle zıtlık oluşturdu. Hareket yoktu etrafta, sanki zaman durmuştu... AVM’lerde bulunan mağazalardaki insan izdihamı yerini kapalı panjurlara bırakmıştı. Yürüyen merdivenler durmuştu. Yiyecek-içecek bölümünde sıraya dizilen boş tepsilerdi insanlar yerine... Sokağa çıkmanın yasak olduğu günler caddelerde sadece ‘izinli’ insanlar ve sokak hayvanları vardı. Araçlar ve cıvıl cıvıl insan sesleri yoktu. Alışveriş yapılan dükkânların esnafı kepenk kapatmıştı. Saat kulesinin çevresinde ise kuşlar özgürlüklerini ilan etmişlerdi... Bu seride, içerisinde yaşadığım mekânlardaki alışageldiğim kalabalıklar yerine sessizliğin egemenliğini, algıladığım zıtlıkları gösterebilmeyi amaçladım.

#korona #covid19 #pandemi #terkedilmis
ÇAĞRI Salgın
YIL 2020
TÜR Fotoğraf
ADET 8
KONUM Çorum
ŞEHİR Çorum
ÜLKE Türkiye
  • MAHMUT EMİN SÖYLEMEZ
    Çorum

    1993 yılında Çorum'da doğdu. İlk ve orta öğretimi Çorum'da tamamladıktan sonra, Çorum Anadolu İletişim Meslek Lisesi Radyo, TV ve Sinema Bölümü'nden mezun oldu. Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü'nü bitirdi. Şu an Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Grafik / Fotoğraf Ana Sanat Dalı'nda Yüksek Lisans yapmaktadır.


    instagram.com/mahmuteminsoylemez