Sarı

Sarı sıcak. Güneşli bir yaz. Sarı bir ışık, aydınlık, gözleri kısmaya zorlayan bir bozkır kuruluğu. Başka bir zamanda ve yerde denizi karaya bağlayan ince kımıldayan köprü; sarı bir kumsal. 


Işığın duvarda kırıldığı soluk bir sarı. Eşyanın ve mekânın ömrünü, yaşanmışlığını ölçen döküntü izler. Yıllarca kilitli kalmış bir sandığın işlenmiş dantelleri, oyaları, etaminleri. Eski bir defterin dağılmış mürekkebinin zemini. Fotoğraflarda yanık bir şerit gibi uzayan ve yayılan sarılık. 


Bir saksının gölgesi. Solmakta olan bir çiçeğin renkleri. Olgun bir meyvenin ısırılmış, sonra unutulmuş köşesi. Ayrılık mı, ölüm mü, hüzün ya da olgunluk mu? Dağların eteğini ve ovaları kaplayan bahar çiçekleri. Gün doğumunda ufuk çizgisinde menevişlenen onlarca ton. Umut mu yaşam mı? 


Bir taksinin parlayan kapıları, bir kutu ağrı kesici. Bir tabelanın kırık köşesi. Bir çanta, oyuncak bir araba, eskimiş bir badana… 


Sarının tonları nerelerde çıkar karşımıza? Bir akışın içinde hangi noktada kendini belli eder, çevresindeki eşyayı, mekânı, insanı nasıl etkiler?


Mavi’den sonra şimdi de Sarı’ya bakan fotoğraf ve videolara açık olan bu çağrı, sarıyı akla ilk gelen görüntülerle değil de birbiriyle konuşan, ilişki kuran ve bir bütünü tamamlayan 4 ya da 8 fotoğraf veya 50 saniyelik videolarla anlatmanızı öneriyor. Çalışmaları göndermek için son tarih: 15 Ekim 2020.