“... Yağan yağmur bahçedeki yeşilin rengini yıkamıştı. Güneşle beraber de sıcak bir gülümseme yerleştirmişti ona. Giriş katının merdivenlerini hızlıca çıktı. Eve geldiğinde kapı girişinde yer yer duvarlara tırmanmış salyangozlardan birinin hareketini izlemek için çömeldi. Uzun yolları küçük kıvrak yürüyüşüyle tamamlamaya çalışmak için gösterdiği büyük çabanın sonucunda salyangoz, uzun yolculuğunun ya da kısa yolculuğunun ya da en iyi söylemle kısa yolculuğunun uzun yolcusunun uzun uzun hızıyla ilerliyordu. Ya caddenin bir tarafından karşıya geçmeye çalışırken bir araba tekerleğinin hızlı geçişi altında bir çıt sesinde ya da bir ayakkabının bilinçli-istekli ya da bilinçsiz-iğrendirici hareketiyle yere paralel çıkardığı kırılmışlık-parçalanmışlık sesinde tamamlayacaktı yolculuğunu. Belki de çıktığı bir duvar yüksekliğinin sertliğinde kendi kendine evinde küflenerek-tozlaşarak tamamlayacaktı. Ama hiç bir zaman yolculuğunda evini geçmişte bırakmayarak bu hayatın sürgünü olmayacaktı. Evini yolculuğuna daim ederekten her anda eşitlenecekti zamanla..." Süpürgenin Tozu adlı öykümden. . . . Yolculuğun başladığı yer ve varmaya çalıştığı yer arasındaki boşluk yani göç hali; bir odada gözlerini dünyaya açıp, gözün tavanla buluştuğu ilk yerde aitlik kabuklarını oluşturan. Köy boşaltmalarıyla, savaşlarla, depremlerle ve daha bir sürü nedenle başladığı yerden ayrılmayı zorunlu kılan. Gözünü evinin tavanına dikip hayal kuracağı yerde ayrıldığı her yolda gözü arkada kalan. Ve bu yüzden geriye bakan. Yolu bitirdiğini sandığında ayağı yola çakılı kalan. Varmaya çalıştığında ise dönüp dönemeyeceğini bilmediği bir yolculuğun bükülmüş omurgasıyla hala yolda olan/lar/a...

EV, EVDE, EVDEN, EVE, EVİ
Antalya, Batman, 2018

“... Yağan yağmur bahçedeki yeşilin rengini yıkamıştı. Güneşle beraber de sıcak bir gülümseme yerleştirmişti ona. Giriş katının merdivenlerini hızlıca çıktı. Eve geldiğinde kapı girişinde yer yer duvarlara tırmanmış salyangozlardan birinin hareketini izlemek için çömeldi. Uzun yolları küçük kıvrak yürüyüşüyle tamamlamaya çalışmak için gösterdiği büyük çabanın sonucunda salyangoz, uzun yolculuğunun ya da kısa yolculuğunun ya da en iyi söylemle kısa yolculuğunun uzun yolcusunun uzun uzun hızıyla ilerliyordu. Ya caddenin bir tarafından karşıya geçmeye çalışırken bir araba tekerleğinin hızlı geçişi altında bir çıt sesinde ya da bir ayakkabının bilinçli-istekli ya da bilinçsiz-iğrendirici hareketiyle yere paralel çıkardığı kırılmışlık-parçalanmışlık sesinde tamamlayacaktı yolculuğunu. Belki de çıktığı bir duvar yüksekliğinin sertliğinde kendi kendine evinde küflenerek-tozlaşarak tamamlayacaktı. Ama hiç bir zaman yolculuğunda evini geçmişte bırakmayarak bu hayatın sürgünü olmayacaktı. Evini yolculuğuna daim ederekten her anda eşitlenecekti zamanla..." Süpürgenin Tozu adlı öykümden. . . . Yolculuğun başladığı yer ve varmaya çalıştığı yer arasındaki boşluk yani göç hali; bir odada gözlerini dünyaya açıp, gözün tavanla buluştuğu ilk yerde aitlik kabuklarını oluşturan. Köy boşaltmalarıyla, savaşlarla, depremlerle ve daha bir sürü nedenle başladığı yerden ayrılmayı zorunlu kılan. Gözünü evinin tavanına dikip hayal kuracağı yerde ayrıldığı her yolda gözü arkada kalan. Ve bu yüzden geriye bakan. Yolu bitirdiğini sandığında ayağı yola çakılı kalan. Varmaya çalıştığında ise dönüp dönemeyeceğini bilmediği bir yolculuğun bükülmüş omurgasıyla hala yolda olan/lar/a...

#göç #ev #bellek #köy #kimlik #kent #sokak
ÇAĞRI Dünya Göçmeni
YIL 2018
TÜR Fotoğraf
ADET 10
KONUM Antalya
ŞEHİR Batman
ÜLKE Türkiye